Batı Cermen dili

İspanyolca ve kısmen Fransızcaya ek olarak, İngilizce en önemli lingua franca'dır. Bu nedenle, resmi dilinin olmadığı ülkelerde seyahat edenler için de yararlı olabilir. İngilizcede "sen" ve "siz" kelimelerinin her ikisi için de "you" kullanılır.

koyu mavi=İngilizcenin çoğunluğun anadili olduğu bölgeler, açık mavi=İngilizcenin resmî dil olduğu ancak çoğunluğun anadili olmadığı ülkeler

Alfabe değiştir

İngilizcede de Türkçede olduğu gibi Latin alfabesi kullanılır. Yalnız q,w,x gibi birkaç farklı ses bulunmaktadır. Türkçedeki ş,ç,ö,ü,ğ,ı harfleri İngilizcede yoktur.

Ana kalıplar değiştir

Selamlaşma
Türkçe İngilizce
Merhaba! / Selam! Hello! / Hi!
(hɛˈləʊ! / haɪ)[a]
Günaydın! Good morning!
(gʊd ˈmɔːnɪŋ)
İyi öğleden sonralar! Good afternoon!
(gʊd ˈɑːftəˈnuːn)
İyi akşamlar! Good evening!
(gʊd ˈiːvnɪŋ)
İyi geceler! Good night!
(gʊd naɪt)
Türkçe İngilizce
Tanışma
Senin adın ne? What is your name?
(wɒt ɪz jɔː neɪm)
Benim adım Çiğdem, senin adın ne? My name is Çiğdem, and what is your name?
(maɪ neɪm ɪz Çiğdem, ænd wɒt ɪz jɔː neɪm)
Benim adım Arda, tanıştığıma memnun oldum. My name is Arda, nice to meet you.
(maɪ neɪm ɪz Arda, naɪs tuː miːt juː)
Nerelisiniz? Where are you from?
(weər ɑː juː frɒm)
Türkiyeliyim. I am from Turkey.
(aɪ æm frɒm ˈtɜːki)
Hangi millettensin? / Milliyetin nedir? Which nationality are you? / What is your nationality?
(wɪʧ ˌnæʃəˈnælɪti ɑː juː / wɒt ɪz jɔː ˌnæʃəˈnælɪti)
Türküm. I'm Turkish.
(aɪm ˈtɜːkɪʃ)
Sen öğrenci misin? Are you a student?
(ɑː juː ə ˈstjuːdənt)
Evet (bir öğrenciyim), Hacettepe'de okuyorum. /
Hayır (bir öğrenci değilim)
Yes, I am studying at Hacettepe. / No, I am not.
(jɛs, aɪ æm ˈstʌdiɪŋ æt Hacettepe / nəʊ, aɪ æm nɒt)
Çalışıyor musun? Do you work?
(duː juː wɜːk)
Evet, bir marangozum. /
Hayır, çalışmıyorum.
Yes, I am a carpenter. / No, I don't.
(jɛs, aɪ æm ə ˈkɑːpɪntə / nəʊ, aɪ dəʊnt)
Türkçe İngilizce
Nasıl olduğunu sorma & Bu soruyu yanıtlama
Nasılsın? How are you?
(haʊ ɑː juː)
Nasıl gidiyor? How's it going?
(haʊz ɪt ˈgəʊɪŋ)
Naber? What's up?
(wɒts ʌp)
İyiyim, teşekkür ederim, sen nasılsın? Fine, thanks, and you?
(faɪn, θæŋks, ænd ju.)
Türkçe İngilizce
Vedalaşma
Hoşçakal! Goodbye! / Bye!
(gʊdˈbaɪ / baɪ)
İyi günler! Have a nice day!
(hæv ə naɪs deɪ)
Sonra görüşürüz! See you later! / See you soon!
(siː juː ˈleɪtə / siː juː suːn)
Türkçe İngilizce
İstek
Affedersiniz, bana yardım edebilir misiniz? Excuse me, can you help me?
(ɪksˈkjuːz miː, kæn juː hɛlp miː)
İmdat! Help![b]


(hɛlp)

Gümrük değiştir

Gümrük memurundan sorular değiştir

Soru İngilizce Türkçe
1 Your passport/visa, please.
(jɔː ˈpɑːspɔːt /ˈviːzə, pliːz)
Pasaportunuz/vizeniz, lütfen.
2 Why did you come to England?
(waɪ dɪd juː kʌm tuː ˈɪŋglənd)
İngiltere'ye niçin geldiniz?
3 How long will you stay here?
(haʊ lɒŋ wɪl juː steɪ hɪə)
Burada ne kadar kalacaksınız?
4 Have you got anything to declare?
(hæv juː gɒt ˈɛnɪθɪŋ tuː dɪˈkleə)
Gümrüğe tabi bir şeyiniz var mı?
5 Open your suitcase, please.
(əʊpən jɔː ˈsjuːtkeɪs, pliːz)
Bavulunuzu açın, lütfen.

Verilebilecek yanıt örnekleri değiştir

Soru Türkçe İngilizce
1 İşte pasaportum/vizem. Here is my passport.
(hɪər ɪz maɪ ˈpɑːspɔːt)
2 Tatil için buradayım. I'm here on holiday.
(aɪm hɪə fɔːˈhɒlədeɪ)
3 Üç hafta kalacağım I'll stay here for three weeks
(aɪl steɪ hɪə fɔː θriː wiːks)
4 Evet, var. / Hayır, yok. Yes, I have. / No, I haven't.
(jɛs, aɪ hæv. / nəʊ, aɪ hævnt)
5 Bunlar benim kişisel eşyalarım. These are my personal things.
(ðiːz ɑː maɪ ˈpɜːsnl θɪŋz)

Notlar değiştir

  1. Fonetik okunuşlar İngiltere İngilizcesine göredir.
  2. Tehlikeli bir durumdaysanız ve çevrenizde size yardım edebilecek insanlar varsa, hepsinden yardım istemek yerine, tek bir kişiden, gözlerinin içine bakarak yardım isteyin. Bu yardım istediğiniz kişinin vicdanını harekete geçirecektir.